KAHRIMA YANIYORUM

Kurşuni bir akşamın arkasına gizlenmiş sevdaların yağmur gibi çiselediği bir vakit.
Yalnızlığın içine gömülmüş kalabalığın dinginliğinde hafakanlar basıyor.
Yüreğim daralıyor. Bam teline basmalıyım aşkın. Kırılgan bir duyarlılık saklıyorum. Adımı ve adını bilmiyorum.
Gözlerime saklıyorum ışıltıları. Yadıma düşen serzeniş çığlıklarının titreşiminde sarsılıyor sevdalarım.
Diriyim, dirilmişim…
Kahrına yanıyorum, kahrıma yanmıyor. Bir endam saklıyorum sonra. Sonra yürüyor aşklarım en kılcal damarlarıma. Bir duvar örüyor, kelebek oluyorum sonra. Baharı soluyor, baharı cıvıldatıyorum kırlara.
Gökyüzü benim oluyor, yıldızlar benim, seher yeli ılgıt ılgıt benim.
Bir dudak bükümü gülümseyişe hapsoluyorum. Katlediliyorum her gün binlerce kez. Dağılıyorum yıldız yıldız, paramparça geceliyorum maviyi. Titriyorum…
İdamımı hazırlıyorum ellerimle. Yüreğimi son bir defa açıyorum. Köşe başlarında tutukluyorum aşıkları. Bir atardamar oluyor besliyorum sevdaları.
Hafifliyorum sonra, kuş oluyor uçuyorum kaf dağının ötesine, zümrüdüanka yoldaşım oluyor, yarin yüreğine bir tutam kan bırakıyor, vuruluyor düşüyorum. Bir tutam kan oluyor, toprağa fidan besliyorum.
Kırmızı oluyorum sonra, ufka kızıllık bırakıyor sabaha haberci oluyorum.
Ela bir bakış oluyor giriyorum yarin yüreğine. Diz boyu sevdalarda boğuluyorum.
Korkuyorum.
Geçmişe kelepçe vurup karanlık zindanlara mahkum ediyorum. Pul pul dökülüyorum maviye, denizi balıklara bırakıp, yarin yüreğine dönüyorum.
Dağarcığında iki kelime bırakıyorum; SENİ SEVİYORUM.

Paylaş